Tektaş Pırlanta Yüzük

Pırlanta dünyasında tektaş fiyatlarını ve kalitesini etkileyen çok değişken vardır. Bu nedenle, tektaş almaya niyetlendiğinizde bilmeniz gereken en önemli nokta, tektaşı işi ve uzmanlığı pırlanta olan bir firmadan almaktır.

Tektaşınızı bir pırlanta markasından almanız daha avantajlıdır çünkü marka güvendir, ürünün garantisini verebilir, tektaşınızı tüm özelliklerini gösteren sertifikası ile beraber alırsınız, size detaylı bir şekilde yardımcı olabilir, birçok seçeneği değerlendirmenize sunabilir; çünkü işi pırlantadır. Zen Pırlanta, 1890’lara dayanan köklü bir geçmişe sahip ve yalnızca pırlanta konusunda uzmanlaşmış bir markadır.

Çıplak gözle bakıldığında aynı gibi görünse de, her pırlanta bir diğerinden tamamen farklıdır, başka bir deyişle her pırlanta eşsizdir. Pırlantalar, 4C özellikleri kesim (Cut), renk (Colour), berraklık (Clarity), karat ağırlığı (Carat) göz önünde bulundurularak sınıflandırılır ve 4C tektaş yüzük fiyatlarının belirlenmesinde etkilidir. Bir pırlanta rengi ve kesimi ne kadar iyi olursa, berraklık olarak da ne kadar “temiz” olursa o kadar değerli taş kategorisine girer. Zen Pırlanta, tüm tektaşlarında üst seviyede bir renk ve berraklık kombinasyonu kullanır.

Yüzüğün, taşın dışındaki tüm altın kısımlarına montür denir. Bir anlamda yüzüğün modelidir. Tektaş satın alırken, taşın boyuna göre montür seçimi çok önemlidir.

Montür, tektaş pırlantayı olduğundan daha büyük bile gösterebilir. Küçük taşlı pırlanta yüzükleri seçerken buna özen gösterebilirsiniz.

Pırlantanın gizemli özellikleri tarih boyunca devam etti. Milattan yüzlerce yıl önce pırlanta, Hindistan’da ilk defa bulunduğunda muhteşem güzelliğinden çok, büyüsü nedeniyle ilgi gördü. O dönemlerde pırlantanın insanı bütün kötülüklerden koruduğuna inanılmaktaydı. Romalılar pırlantaya sertliği nedeniyle büyük değer verirlerdi ve pırlantanın demiri dahi kırabileceğine inanırlardı. İtalyanlar ise pırlanta sayesinde zehirden korunduklarını düşünürlerdi.

15. yüzyıla kadar zenginler, değerli taşlarla bezenmiş yüzüklerle evlenirlerdi. Nişan için pırlanta yüzük kullanılması bu yüzyılın sonlarına doğru genel bir eğilim haline geldi. Avusturya Arşidükü Maksimillian’ın Burgundy’li Mary ile nişanlanmasından önce yazılan 1477 tarihli mektupta şöyle bir ifade yer alıyordu:

Dükümüz nişan sırasında yanında pırlantalarla bezenmiş bir yüzüğün yanısıra, bir de altın yüzük bulundurmalıdır.

Elmaslı mücevherler bizim kültürümüzde de çok önemli bir yere sahipti. Osmanlı devletinde kuyumculuk çok ilerlemiş ve Kapalıçarşı bunun merkezi olmuştu. Elmasa Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi birçok padişah özel ilgi duymuş ve sultanlara panhane cinsi, harem yüzüğü gibi pekçok elmaslı mücevherler hediye etmişlerdir.

ÜNLÜLERİN TEKTAŞLARI

Evlilik amacıyla hediye edilen her tektaş pırlanta yüzük aile bireylerinin, arkadaşların ve çevrenin ilgi odağı olur. Güzelliği, büyüklüğü, ışıltısı üzerine yorumlar yapılır, beğeniler ifade edilir. Bu konu adeta başlı başına büyük bir merak ve eğlence konusudur. Bir de bu pırlanta yüzük ünlü birine; hayatı, yaşantısı, ilişkileri, duruşu, giysileri kısacası her şeyi birçok kişi tarafından merakla izlenen birine aitse...

Dikkat çeken başka bir evlilik yüzüğü ise Kraliçe Victoria'ya ait yılan şeklindeki yüzüktür. O zamana kadar kimse bu figürde bir yüzük takmamış olduğu için, döneminin en çok konuşulan yüzüğü oldu ve haklı bir üne kavuştu.